Travesti Şişli Gecelerinde Neler Yaşanıyor? Cesur Bir Bakış!

Şişli… İstanbul’un kalbinde atan, hem gündüzün telaşını hem gecenin gizemini taşıyan bir semt. Ama Şişli geceleri sadece neon ışıklar, otel lobileri ya da geç saatlere kadar açık pastanelerle sınırlı değil. Bir başka ritim daha var sokaklarında. Daha görünmeyen, daha fısıltılı… Travesti bireylerin geceleriyle örülü bir ritim bu.

Peki gerçekten ne oluyor Şişli travesti gecelerinde? Görmediğimiz, duymadığımız ama orada olan o hayatlar nasıl akıyor?

Görünmeyenlerin Göründüğü Saatler

Gündüzleri sıradan bir kalabalığın arasında kaybolan yüzler, geceyle birlikte yavaş yavaş görünür olmaya başlıyor. Makyajlar tamamlanıyor, kıyafetler özenle seçiliyor, ayakkabılar dikkatle giyiliyor. Çünkü her şey bir çeşit performans. Hem kendini ifade etmenin, hem de hayatta kalmanın bir yolu.

Ama bu gece yürüyüşleri yalnızca süslenmekten ibaret değil. Her adımda biraz endişe, biraz hazırlık var. Çünkü her gece aynı değil; bazısı kahkaha dolu, bazısı tehditkar bir sessizlikle.

Kahkahaların Ardındaki Derinlik
Travesti bireylerin Şişli’deki varlığı yalnızca eğlenceyle sınırlı değil. Elbette gülünen, dans edilen, barlarda coşulan geceler var. Ama aynı zamanda reddedilmenin, dışlanmanın, bazen de sadece “orada olmanın” bile tehdit sayıldığı anlar yaşanıyor.

Bir barın arka masasında yapılan dost sohbetleri bazen bir terapi gibi… “Bugün bana minibüste laf attılar.” “Dün ev sahibim yeniden sorun çıkardı.” Bu cümleler o kadar sıradanlaşmış ki, artık sadece omuz silkerek geçiliyor.

Ama sonra bir bakıyorsun, bir masa kahkahalarla yankılanıyor. Çünkü direnç sadece acıyla değil, neşeyle de kuruluyor.

Aşk, Arkadaşlık ve Biraz Yalnızlık

Şişli travesti gecelerinde aşk da var. Kimi gizli, kimi cesurca yaşanan. Göz göze gelmeler, ufak gülümsemeler… Ama çoğu zaman bu ilişkiler de görünmez kalıyor. Çünkü aşk, travesti bireyler için hâlâ bir lüks gibi kabul ediliyor bu toplumda.

Arkadaşlıklar ise en kıymetlisi. Birlikte geçirilen geceler, omuz omuza verilen mücadeleler… Bazen bir evde toplanılıyor, bazen sokağın bir köşesinde içilen kahveyle hayat paylaşılıyor.

Ama gecenin sonunda, herkes kendi odasına çekildiğinde, yalnızlık da geliyor. Kimi zaman derin bir iç çekişle, kimi zaman sadece yorgun bir suskunlukla.

Cesur Bir Varlık
Travesti bireyler için Şişli sadece bir semt değil, var olabilmenin, kabul görmenin ve bazen sadece nefes alabilmenin mekânı. Geceleri, kendi kimliğini yaşayabildiğin bir özgürlük alanı. Ama aynı zamanda en çok tetikte olman gereken saatler de o geceler.

Bu cesur varoluşu görebilmek için, biraz daha dikkatli bakmak, biraz daha yargısız dinlemek gerek. Çünkü Şişli sokaklarında sadece insanlar yürümüyor… Göz ardı edilmiş hayatlar, her gece yeniden başlıyor.

Yer: Şişli, Halaskargazi Caddesi yakınlarında bir kafede
Tarih: Temmuz 2025
Röportajı Yapan: Deniz Y.
Röportaj Konuğu: Lara (34), travesti, makyaj sanatçısı ve gece sahnelerinde performans sergiliyor.

Deniz: Lara, seni tanımak büyük bir mutluluk. Röportaj teklifimi kabul ettiğin için teşekkür ederim.

Lara: Ben teşekkür ederim. Bazen anlatmak da bir direnç biçimi oluyor. İnsanlar duymadan, bilmeden sadece etiketliyor. Belki bu yazı birilerinin gözünü, gönlünü açar.

“Gece Olunca Biz Gerçek Oluyoruz”
Deniz: “Travesti Şişli Gecelerinde Neler Yaşanıyor?” diye sorduğumda ilk aklına gelen şey ne oluyor?

Lara: Samimi olayım mı? Tehlike ve güzellik… Aynı anda. Şişli geceleri bizim için hem özgürlük hem diken üstünde bir yolculuk. Makyajımı yapıyorum, aynaya bakıyorum, kendimi buluyorum. Ama dış kapıyı açtığım an her şey değişebiliyor. Laf atan mı dersin, telefonla gizlice fotoğraf çeken mi… Ama yine de çıkıyoruz. Çünkü başka çaremiz yok. Biz o sokaklarda sadece yürümüyoruz; var olmaya çalışıyoruz.

“Topuklu Ayakkabıyla Hayatta Kalmak”
Deniz: Sence neden Şişli?

Lara: Çünkü İstanbul’da belki de en az yargılandığımız, en çok göz göze gelebildiğimiz yer. Ama bu “rahat” kelimesi çok göreceli. Bazen Şişli bile yetmiyor. Özellikle geceleri, tek başına yürümek cesaret istiyor. Ama yine de biz çıkıyoruz. Saçımızı savurup, topuğumuzu yere vura vura yürüyoruz. Çünkü başka biri bizim adımıza yürüyemez.

“Sevgi Görmeden Sevgiyi Öğrenmek”
Deniz: Peki ya duygular? Gecenin içinde aşk olur mu, dostluk, umut?

Lara: Olmaz mı… Bazen bir arkadaşın elini tutarsın, bir kahkaha atarsın, o geceye değer. Ama aşk zor. Çünkü birçok erkek seni gizli sever. Adını bile anmak istemez. Bizi çok isteyen ama yanımızda görünmeye korkan insanlar var. Bu da insanın kalbinde boşluk bırakıyor.

Ama biz yine de seviyoruz. Bazen karşılıksız. Bazen kırılarak. Ama o sevgiyi hayatla kuruyoruz. Dostluklarımız sağlam, birbirimizin sırtını kolluyoruz. Çünkü biliyoruz; biz birbirimizi bırakmazsak, kimse bizi yıkamaz.

“Sadece Lara Olmak İstiyorum”
Deniz: Röportajın sonunda tek bir dilek tut deseydim?

Lara: Etiketsiz bir hayat. Ne “travesti”, ne “anormal”, ne “farklı”. Sadece Lara olarak yaşamak. Sevdiğim biriyle sokakta el ele yürümek. İşimi yaparken kimliğimin değil yeteneğimin konuşulması. Göz teması kurduğumda korkmamak. İşte bu kadar basit bir şey aslında özgürlük…

Deniz’in Notu: Lara’nın anlattıkları, sadece bir kişinin hayatı değil. Şişli sokaklarında her gece sessizce akan ama bir o kadar güçlü yüzlerce hikâyeden sadece biri.
Ve o hikâyeler anlatıldıkça, görünmeyenler biraz daha görünür oluyor.

Yorum gönder